Lozan Görüşmeleri sırasında, ilk oturumda İsmet Paşa’nın oturması için koyulan sandalyenin diğerlerinden alçak olmasına itiraz etmesi ve bunu geçiştirmeye çalışan Lord Curzon’a “Eşit şartlarda görüşeceğiz, eşit yükseklikte oturacağız” demesi bütün sürecin bir özetidir.
İsmet Paşa’nın, ülkesini temsil etmenin sorumluluğuyla, ülkesinin itibarının zedeleneceğini, egemenliğinin tehdit edilebileceğini düşünüp, titiz davranması, önemsiz bile olsa her noktayı tartışması, arkadaşlarına danışması büyük bir diplomatik başarı elde edilmesini sağlamıştır.
İsmet Paşa, Ankara’ya danışmak için sık sık zaman istemesi, cevaplarını ertelemesi,
ağırbaşlılığı, dürüstlüğü, içtenliği ile tarihe saygınlık kazanmış bir Türk devlet adamı olarak tarihe geçmiştir.
İsmet Paşa, sükunet ve kararlılık içinde ve tüm mazlum ulusların temsilcisi gibi hareket etmiştir.
Lord Curzon hazırlanan metnin imzalanmasında ısrar edip, giderim diye tehdit edince, İsmet Paşa hiç duraksamadan “uğurlar olsun!” diyebilmiştir. Bunu fark eden gazetecilerin ne oldu sorusuna da “Esaret altına girmeyi kabul etmedik” yanıtını vermiştir.
Sonuçta;
İlk imza İsmet Paşa tarafından ve Atatürk’ün verdiği altın bir dolmakalemle atılmıştır.
ABD gözlemcisi, “İsmet Paşa Lozan’da büyük bir diplomatik zafer kazanmıştır. Belki bu tarihte kazanılmış en büyük diplomatik zaferdir.” diye tarihe not düşmüştür.
Atatürk, İsmet Paşayı, “Ülkeye bir sürü yararlı hizmetlerden ibaret olan ömrünüzü bu kez de tarihi bir başarıyla taçlandırdınız” sözlerinin yer aldığı bir telgrafla kutlamıştır.
Lozan Barış Antlaşması sonuçları bakımından, tam bağımsız bir Türk Devleti’nin kurulduğunu tescil etmiştir.
Bugün bize bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’ye minnettarız. Atatürk devrim ve ilkelerinin yılmaz ve yorulmaz savunucularıyız.