Galatasaray bir deplasmanda oynadığı derbiyi daha kaybetti. Futbol bu herşey mümkün rakip Beşiktaş, Galatasaray'ı yenmesi olağan durumlardan biri. Üstelik sadece 1-0 yenilmiş neyin utancı diyebilirsiniz.
Sadece skora takılmıyorum, bir birikmişlik sözkonusu; biraz yılların, biraz da bu sezon geride kalan 9 haftanın birikimi var. Maçı seyreden herkes kendince çok farklı yorumlar da yapabilir. Maç sonu istatistiki rakamlar geldiğinde Beşiktaş'ın Galatasaray'dan 7 km fazla koştuğunu öğreniyoruz. Oha diyorum içimden, bir derbide bu kadar koşu mesafesi farkı nasıl olabililir? Galatasaray ise topa % 2 Beşiktaş'tan fazla sahip olmuş. Hani topa sahip olmuş rakibi koşturmuş diyebilirsiniz. Öylesi bir oyun dominasyonu da olmadı Galatasaray'ın. Geçen sezon Başakşehir'in başında iken, takımının yenilip şampiyonluğu kaybetmesi sonrasında Fatih Terim'e efelenen Abdullah Avcı maç sonu konuşmasında yine efelenme fırsatı buldu ve "Benim takımım 7 km fazla koştu rakipten" dedi. Yani diyor ki; "Fatih Terim'in takımı koşamıyor, fizik kondisyon herşey bitmiş".
Bravo Fatih Hocam, bir ayağı çukurda teknik adama, bu küstahça konuşması için fırsatı yarattın ya!
Bu iki detay sonrası Beşiktaş Galatasaray maçının taktik yorumlamasına gerek var mı?
Galatasaray haftalardır rakipleri ile gerektiği gibi yani Galatasaray gibi mücadele etmiyor. Rakipten top çalamıyor, baskıda bocalıyor, hücumda çoğalamıyor, rakibe pres yapamıyor. Yapar gibi göründüğü anlarda etkili olamıyor, her rakip kolaylıkla Galatasaray'ın orta sahasını aşıp Muslera'nın burnunu dibine kadar geliyor. Bir maç nasıl kazanılır; en basiti gol atacaksın. Galatasaray pozisyona giremiyor. Deplasmanda Gençlerbirliği'ne, sahanda Fenerbahçe'ye karşı pozisyonun yok. Sadece Kayseri'ye 3 gol atmışın, o da rakip 2 eksikle oynamış. Kendi sahanda 1 kişi eksik oynayan Sivas'tan 2 gol yiyip, 2 de net pozisyon fırsatı vermişsin. 9 haftada attığın gol 9 yediğin de. Yediğin dedik de Allah'tan Muslera var. Şampiyonlar Ligi'nde tek golün yok, onu da mevzu etmiyorum.
Eee Fatih Hocam haftalardır bu kadar acı tatlı uyarı kime nasip olur. Yönetim arkanda taraftar arkanda. Ama haftalardır Galatasaray'ın berbat haline bir çözüm üretemiyorsun. Hani usta kaptan dalgalı denizde belli olurdu? Üstelik daha dalganın boyu öyle fazla da yüksek değil. Aynı hatalarda ısrar haftalardır niye? Berbat oynayan isimlere takıntı niye?
Galatasaray'ın asıl sorunu ise takımı yanlış kurmak. İki kenar bek artık bitikleri oynuyor. Problemin asıl nedeni orta sahada ise Belhanda için bir şey demiyeceğim, ilkokul çağındaki çocuklar bile; bu adam bu haliyle nasıl oynar diyor. N'Zonzi belli bir bölgede oynuyor. Fiziği ile bazı pozisyonlarda göz boyuyor. Galatasaray'ın ön liberosu nasıl olmalı derseniz 37 yaşındaki Atiba 27 yaşındaki N'Zonzi'den ne kadar fazla koşmuş, kıyaslayın ve farkı anlayın. Seri ve Lemina oyun karakteri olarak Belhanda benzeri, ikili mücadeleden kaçınan, topla iyi gibi hava veren adamlar. Lemina farklı olarak topla rakibin üstüne gidebiliyor ancak geldiğinden beri sakat olduğu için o farkını da göremedik. Babel maç boyu belki topla bir kez rakiplerin üstüne dikine gitmeyi adam eksiltmeyi deniyor. Çoğunlukla geriye oynuyor, defans arkasına koşusu yok. Rakip cezaalanı yakını ve içinde buluştuğunda sadece kaleyi düşünüyor, tek bir asisti yok.
Feghouli de Afrika Kupası dönüşü sonrasında bir türlü kendine gelemedi etkinliği sıfır. Orta saha koşmuyor, mücadele etmiyor, kanatlar dikine gidemiyor, sprint atamıyor. Sonrasında pozisyon yok, gol de yok. Ve bu takımın yaş ortalaması 30'a yakın. Bu yapıyı kim oluşturdu? Fatih Terim kimseyi işine karıştırmaz diye bilinir.
Falcao'dan bahsetmiyorum bile. Futbolda sakatlık doğal birşey. Ligde her takım bu tür aksilikler yaşıyor. Galatasaray'ın bu futbol anlayışı oyun kurgusu sürdüğü sürece, Falcao taş gibi sağlam olsaydı ve oynasaydı da değişen birşey olmazdı. Bu ligde her takım Galatasaray kadar sorunlu. Ve bu ligin en maliyetli takımı Galatasaray. Ve bu ligin en kötü futbol oynayan takımı Galatasaray. Artık kim şapkasını önüne alacak düşünecekse, düşünsün gari.