HENRY ONYEKURU KONUŞTU
Henry Onyekuru… Galatasaray'ın geçen sezonki şampiyonluğuna damga vuran isimlerden biriydi. Bu sezonun ikinci yarısından itibaren sarı-kırmızılı formayı yeniden giymeye başladı ama o da herkes gibi futbola ara verdi. 22 yaşındaki Nijeryalı kanat oyuncusu, Galatasaray ve salgın günlerini Sözcü Gazetesi'nden Mesut Yıldırım'a anlattı.
"EFSANE OLMAK İSTİYORUM"
Fatih Hocamıza teşekkür ederim. Daha önce de söylediğim gibi mükemmel bir teknik adam, bana güveniyor. Daha uzun süre Galatasaray formasını giymek ve burada bir efsane olmak istiyorum, gelecek sezon da burada olacağım"
"SITMAYA YAKALANDIM VE..."
Çok kötü bir hastalık. Fakat biz Afrikalılar alışığız. Bana çok yardımcı olan doktorlarımıza ve sağlık ekibimize teşekkür etmek istiyorum. Hızlı şekilde geri dönmem ve tekrar güç kazanmam konusunda beni yönlendirdiler. Hastanede kaldığım süreç boyunca, tekrar ne zaman ayağa kalkıp takımla antrenmanlara başlayabilirim diye düşündüm. Türkiye'ye futbol oynamak için geldiğimden aklımdaki en büyük soru buydu.
"NE ZAMAN BAŞLAYACAĞIZ..."
Sadece benim için değil, dünyadaki herkes için zor bir durum. Bu süreçte sporcuların fit kalması gerekiyor. Kulübümüz yardımcı oldu. Evde antrenman yapmamızı sağlayacak diğer tüm malzemeleri evlere gönderdi. Elbette takımla yaptığımız antrenman gibi olmuyor ancak belirli seviyede kalmamızı sağlıyor. Ben de fit kalmayı başarıyorum. 4 gün çalışıp, 1 gün ara veriyorum. Yediklerime, içtiklerime dikkat ediyorum. Takımla beraber çalışmaların ne zaman başlayacağını bekleyip göreceğiz.
"İKİSİ İÇİN DE DUA ETTİM"
Mükemmel bir insan ve mükemmel bir hoca. Benim için bir baba gibi. Böylesi büyük bir kulüpte, genç bir çocuğa oynama fırsatı sundu. Hocamız oynatmanın yanında bana güven de duydu. Bu nedenlerden dolayı ona minnettarım. Koronavirüse yakalandığını duyduğumda çok kötü hissettim. Her gün ayağa kalkması için dua ettim. Abdurrahim Albayrak'ın da tekrar aramıza dönmesi için dua ettim.
"KURU-PİLAVI BİLMİYORDUM"
Kuru’nun bir Türk yemeği olduğunu bilmiyordum. Bir gün maç bittikten sonra yemekte toplanmıştık. O gün bana anlamını açıkladılar. Sosyal medyada insanlar beni fasulye ve pilav resimlerinde etiketliyordu. Buna anlam veremiyordum. Bana o yemek sırasında durumu açıkladılar. Benim de en sevdiğim yemek pilav ve tavuktur.
"EVERTON'DA İŞLER FARKLIYDI"
Haklısınız. Everton'daki durumum Galatasaray'daki gibi değildi, çünkü İngiltere'de çalışma izni çıkması için bekledim. Everton'da çalışma iznim çıkmadığı için ilk olarak Anderlecht'e kiralık gittim. Orada sakatlık yaşadım ve milli takımımla Dünya Kupası'na katılamadım. Bunun üzerine geçen sene Galatasaray'a geldim. Her şey mükemmeldi, sezon sonunda şampiyon olduk.
"G.SARAY'DA KALMAK İSTEMİŞTİM.."
Burada kalmayı istiyordum ancak son dakikada bana Monaco'ya gitmem gerektiği söylendi. Oraya sadece, Everton beni göndermek istediği için gittim. Oradaki hoca (Leonardo Jardim), hiç kimseye sormadan değişiklikler yapıyordu. Beni de 2 ay boyunca takım dışında tuttu. Ben futbol oynamak istiyordum. Bunun üzerine Galatasaray'a geri geldim.
"MONACO İLE KIYASLANAMAZ"
Öncelikli olarak takımdaki arkadaşlarımı özledim. Hocamızı ve ekipteki tüm çalışanları çok özledim. Taraftarlarımızı çok özledim, bana geçen sene çok fazla sevgi gösterdiler. Galatasaray taraftarı, Monaco taraftarıyla karşılaştırılamaz bile.
"FENERBAHÇE DERBİSİ MAÇTAN ÖTE..."
Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız maç sadece bir maç değil. Kulüp ve oyuncular için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Tarihsel bir maçtı. Bu sene daha hırslıydık. Galatasaray 20-21 yıldan beri orada kazanamıyordu. O gün birkaç gol kaçırdım. Bu nedenle kötü hissettim. Devre arasında hocamız ve Muslera, bana destek oldu. Onlara ne kadar teşekkür etsem az. Bana devam etmem gerektiğini söylediler. Ben de onların verdiği destekle odaklandım ve golümü attım. Kaçırdığım gollerden dolayı maçı kaybetseydik çok üzülürdüm. Allah'a şükürler olsun ki maçı bitiren son golü attım. Bu golün, benim ve Galatasaray'daki kariyerim için anlamı çok büyük.
Kaynak: Sözcü