“HAVAALANLARI EVİMİZ OLDU”
“Milli araya giderken şu anlamda rahatladık: Üç veya dört gün dışında eve dahi gidemediğimiz, bunun dışında sürekli deplasmanlar için seyahatlerin, uçuşların olduğu, havaalanlarının evimiz olduğu bir dönemden geçtik. Beş deplasman maçını üst üste oynadık ki bu sporda çok nadir rastlanacak bir şey. Ankara seyahatimiz dışında hepsi çok yorucu geçti. En az süreni 10 saat aldı. Eve dönmenin verdiği rahatlık bizim için daha fazla. Bu beş maçlık dönemde dört galibiyet almak ayrı bir özgüven ve konfor da getirdi tabii ki.”
“BİR ŞANSSIZLIK BULUTU ÜZERİMİZDEYDİ”
“Birevim Elazığ İl Özel İdare ligin en iyi kadrolarından birine sahip. Zaten bizim maça kadar dörtte dörtle gelmişlerdi. Bu maçta iki takımdan birinin namağlup unvanı gidecekti. Çok kaliteli oyunculara, özellikle de iyi yabancı oyunculara sahip bir takım. Bizim de sezonun başından itibaren yaşadığımız sakatlıklar, sakatlıkların yanında hastalıklar, hastalıkların yanında seyahatlerde yaşanan talihsizliklerle bir şanssızlık bulutu üzerimizdeydi. Elazığ maçına çıkarken de iki yabancıyla sahaya çıkabildik, ikisi sakattı. İsveç’ten geldiğimiz için maça çok hazırlanacak zamanımız da olmamıştı. Maç öncesi çok ufak, spesifik şeyleri konuştuk.”
“TAKIMDAKİ HERKES BİRBİRİNİ SAHİPLENDİ”
“Maç içerisinde gelişen bir durum sonrası tek yabancıyla kaldık. Ama benim için yabancı veya Türk oyuncu diye bir ayrım yok. Takımda kaç oyuncu varsa hepsi benim için bir. Bunun böyle olduğunu bu maçta da gösterdik. İnsanların ‘Dört Türk, bir yabancıyla oynadılar, yine kazandılar’ diye olumlu yorumları, bizi mutlu ediyor. Bu bizim ne kadar bir arada olduğumuzu ve ne kadar iyi bir takım olduğumuzu gösteriyor. Basketbolun da bir takım oyunu olduğunu gösteriyor. O maçta Bria Hartley takımın sayılarının yarısını attı ama biz sahada bir takım gibi oynadık. Takım olarak çok iyi savunma yaptık. Hepimizin kafasında geçen seneki kadar iyi savunma yapıp yapamayacağımızın soru işareti vardı. Milli takım arasına kadar istediğimiz seviyeye geleceğimizi söylüyordum. Ama milli araya kadar oyuncular eksildi, bazı değişiklikler zorunlu oldu. Ama son üç maçta takım daha da kenetlendi, o aile ortamını oluşturduk. Herkes birbirini sahiplendi. Oyuncuların maç sonunda verdiği tepkilerden de bu anlaşılıyor. Birevim Elazığ İl Özel İdare galibiyetini teknik taktikten çok ruhla ve forma sevgisiyle kazandık.”
“SUDE BAŞKA BİR SPORDA OLSA MANŞETLERİ SÜSLERDİ”
“Sude’ye bu maç özelinde ayrı bir parantez açmak gerek. Kendini hep hazır tutan bir oyuncu. Hiçbir şekilde geri adım atmıyor. 2002 doğumlu bir oyuncu olarak maçta 25 dakika görev aldı. Lulea maçında da 21 dakika süre aldı. Başka bir sporda olsa bu basında manşetleri süslerdi. Bence şu anki performansı Galatasaray için gurur kaynağı. Altyapıdan yetişmiş bir oyuncu... Kadronun geneline baktığınızda 11 kişilik ekibimizde beş altyapı oyuncumuz var. Meltem sakatlıktan döndüğü için yeni ritm yakalıyor ve yavaş yavaş süre alıyor. İnci süre alıyor ama biraz istikrar problemi var. Ama biz bu üç oyuncuya ciddi süreler vererek ciddi katkı almaya çalışıyoruz. Zaman zaman alıyoruz da. Bu bizim için ayrı bir gurur. Adeta milli takım kadrosu gibi bir kadromuz var. Dokuz Türk ve bir yabancıyla... Ama biz böyle bir ayrımla hazırlanmıyoruz. Türk oyuncularımız da her zaman hazır kalarak bunu gösteriyorlar. Sinem Ataş iki maçtır iyi performans gösteriyor, Alperi önceki gün hastalanmasına rağmen oynadı ve o nedenle daha az süre aldı. Daha önce geçen yılki Fenerbahçe serisinde de sakat sakat oynamıştı, o da sahaya ruhunu koyan, fedakar bir oyuncu.”
“GENÇ İSKELETİMİZLE GELECEĞİMİZ PARLAK”
“Türkiye Ligi’nin en genç ikinci kadrosuna sahibiz. EuroCup’ta grubumuzun en genç kadrosuna sahibiz. Bu da kadın basketbol şubemiz için çok önemli. Çünkü çok önemli bir iskeletimiz var. Bu iskeleti koruyarak gittiğimiz sürece uzun yıllar çok önemli başarılara imza atabiliriz. Bu birlik beraberliği, bu kadroyu olabildiğince korumamız gerekiyor. Elimizde daha iyileşme süreci devam eden Eda’yla, henüz oynatmadığımız Miray ve Mısra’yla çok değerli oyuncular var. Geleceğimiz parlak.”
“EDA’YI KORUYARAK HAREKET ETMELİYİZ”
“Eda’nın iyileşme sürecinde kısa bir oyuncu olmasının getirdiği bir avantaj var. Eda şu an koşulara başladı, topla çalışmalar da yapıyor. Bizim hesabımıza göre 1,5 ay içerisinde takımla beraber temassız antrenmanlara girebilir. Aralık sonu, Ocak başı gibi oynatabileceğimiz seviyeye gelebilir. Ama o dönem ligin ve sezonun en hararetli dönemi olacağından Eda’yı biraz koruyarak hareket etmemiz lazım. Çünkü o bizim için çok önemli bir değer. Herkesten çok o bir an önce oynamak istiyor. Ama bunu biraz daha sindirip doğru şekilde yöneterek gitmemiz lazım. Çünkü sakatlığın tekrarlama ve nüks etme ihtimali de bulunuyor. Mümkün olduğu kadar emin adımlarla ve temkinli gidiyoruz.”
“İNCİ DURDURULAMAZ BİR OYUNCU OLABİLİR”
“İnci’yle altı yıldan fazladır çalışıyorum. Altyapı seviyesinde de kendisiyle çalıştım. İnci bir şeyi yaptığı zaman en iyisini yapmak isteyen bir karakter. Bir hata yaptığında bütün gözlerin üzerinde olduğunu düşünüp doğrusunu yapması gerektiğini düşünüyor. Altyapılarda sahaya çıktığında korkusuz hareket ediyordu, A takım seviyesinde bu korkusuzluğun daha da fazlasını sahaya yansıtması lazım. Biz İnci’nin potansiyelini biliyoruz, o potansiyeli en iyi şekilde kullanmasını istiyoruz. Oyuna ilk girdiğinde başka bir insan, ikinci girdiğinde başka bir insan izliyormuş hissine kapılabiliyorsunuz. Bu durum biraz İnci’nin kendisinde bitiyor. İstediği zaman neler yapabileceğini çok iyi biliyorum, bu isteğini biraz da güvenle birleştirdiğinde durdurulamaz bir oyuncu olabilir. Duygularını çok göstermese de o da bunu çok istiyor. Ama o da mükemmeliyetçi bir insan, her şeyi en iyi şekilde yapmak istiyor.”
“BRIA HARTLEY OYUNU ÇİFT YÖNLÜ OYNAMAYA ÇALIŞIYOR”
“Bria Hartley’i transfer ederken takıma, bizim kültürümüze uyacak, burayı sahiplenip takım arkadaşlarına yardımcı olacak, bizim bu ailemizin parçası olacak bir oyuncu istiyorduk. O da bu şartlara çok uygundu. Bunu da gösteriyor. Canla başla mücadele ediyor, savaşıyor. Örneğin Elazığ ekibine karşı maçımızda rakibin en skorer isimlerinden birini tutmak istediğini gelip bana kendisi söyledi. Yani hem o maçta 36 sayı attı, hem de rakibin en iyi oyuncusunu savunmak istedi. Oyunu çift yönlü oynamaya çalışıyor. Bunu sezon başında onunla konuşup savunmada da en iyi oyununa ihtiyacımız olduğunu söylemiştik. Işıl’la çok iyi bir kimya yakaladılar. Birbirlerini tamamlamaları çok iyi oldu. Düşünün, Işıl bu maçta hastalığı sonrası biraz da başı dönerek oynadı ve maç içindeki gelişmeler sebebiyle normalden daha fazla süre alması gerekti. Evet, Bria bizi hücum olarak taşıdı ama onu yükselten de takım arkadaşlarının hem hücumdaki hem de savunmadaki çabaları oldu. Ona performansı için bu alanı sağladı. Bria’nın top kullanmadığı noktalarda da Tilbe’nin, Sude’nin, Alperi’nin, Işıl’ın, Sinem’in hücumda çok kritik hamleleri oldu. Burada da takımca bir çabamız vardı.”
“HER MAÇA KAZANMA HIRSIYLA ÇIKIYORUZ”
“Galibiyet sonrası sevincimiz de şunu gösteriyor: Takımın her mensubuyla biz her maçı yaşıyor, her maça kazanma hırsıyla çıkıyoruz. Hangi maç olursa olsun aynı hırs, aynı heyecanla sahaya çıkıyoruz. Ve galibiyetin mutluluğunu da hep beraber yaşıyoruz. Bizim için hiçbir maçın birbirinden farklı olmadığını da göstermiş olduk.”
“LİG SÜRPRİZ SONUÇLARA ÇOK AÇIK”
“Lige genel bir bakış atarsak; ligin sürpriz sonuçlara çok açık olduğunu görüyoruz. Bazı takımların oluşturduğu kadrolar ligin üzerinde gözükse de ligde her sonuç çıkabiliyor. Lig devam ederken takımların kadro değişimlerine gittiğini de görüyoruz. Yabancılar değişiyor, yerliler değişiyor, takviye yapan takımlar oluyor. Ligde çok fazla sezon içi değişim olacaktır bu sene. Bizim de tek ve ikinci yabancıyla kazandığımız maçlar da ligin dengesizliğini gösteriyor. Örneğin şu an Beşiktaş ligin sonunda gözüküyor ama lig bittiğinde Beşiktaş o pozisyonda olmayacaktır. Çukurova’ya baktığınızda yine yaptıkları takviyelerle ligin en üst noktasına aday olacaktır. Ormanspor, Hatay, BOTAŞ, Elazığ gibi takımlar yine ciddi kadrolara sahip. Yazın isteyip getiremediğiniz oyunculara bakıyorsunuz hiç tahmin etmediğiniz takımlardan çıkabiliyor.”
“ALMIŞ OLMAK İÇİN BİR OYUNCU ALMAK İSTEMİYORUZ”
“Canik Belediyesi maçında Victoria Macaulay’in oynamasını beklemiyoruz. Bir maç ceza alacaktır. Dragana Stankovic’in döneceğini düşünüyoruz ama bir hafta uzama ihtimali de var. Dragana bizimle olursa o maçta sadece iki yabancımız olacak. Sakatlıklar ilk yaşandığında biz aceleci davranmak istemedik. Bizim harcadığımız her kuruş çok önemli. Önümüzde dört maç vardı milli takım arasına kadar. Oraya kadar elimizdeki kadroyla nasıl gideceğimizi görmek istedik. Deplasmanda ligin en önemli takımlarından Çukurova Basketbol’u mağlup ettik. Artego maçını son iki dakikada kaybettiğimizi varsayarsak bu dönemi olabilecek en iyi senaryoyla geçtik. Tabii ki transfer yapacağız. Bununla ilgili görüşmelerimiz ve araştırmalarımız sürüyor. Bir yandan detaylı bir araştırma yapmaya çalışıyoruz ama bir yandan da çok fazla seçeneğimiz de yok. Bu dönemde takım bulamayan oyuncuların bazıları problemli oyuncular oluyor, sakatlıktan yeni dönen oyuncular oluyor ya da istediği kontratları bulamayan oyuncular oluyor. Sistemimizi ve takım kimyasını bozmayacak bir oyuncu bulmak istiyoruz. Eğer mevcut sistemimizi devam ettirebilecek bir oyuncu bulamazsak sistemimize farklılık katabilecek bir oyuncu bakacağız. Almış olmak için de bir oyuncu almak istemiyoruz. Şu an elimizdeki oyuncular onlara duyduğumuz güvenin karşılığını fazlasıyla verdi. Yeni gelen oyuncu da iyi bir takıma gelecek, yeri hazır olmayacak. Yakın gelecekte belli olacak bir kanun düzenlemesi var. Stopaj vergisinin kulüplere amatör branşlarda kullanılmak üzere iadesiyle ilgili bir düzenleme. Bu konuda bir değişiklik olma ihtimalinden söz ediliyor. Biz de daha reel hareket edebilmek için bunu bekleyeceğiz ki bütçemiz nedir görebilelim. Bu kısa bir süre içinde belli olacak. Netleştiği zaman da biz bu hamleyi yapacağız.”
“İSVEÇ VE ROMANYA SEYAHATLERİNDE BÜYÜK ZORLUKLAR YAŞADIK”
“Lulea Basket maçına gitmeden önce Işıl Alben’in vertigo atağı geçirmesiyle 10 kişi kaldık. Uçakta İnci Güçlü’nün yüksek ateş ve boğaz ağrısı vardı, idmanı da tamamlayamadı ve 9 kişiye düştük. Yardımcı antrenörümüz ve altyapı erkek takımından oyuncularla hep idmanları takviye ettik. İsveç’te maç sırasında öne geçmişken Alperi Onar bir turnike sırasında bileğini burktu ve oyundan ayrılmak zorunda kaldı. Kaldık 8 kişi. Alperi’nin oynamadığı sürede de geriye düştük. Daha sonra bandajla yeniden oyuna dönmek zorunda kaldı. Son periyotta ciddi karakter koyarak kazandık. Sepsi deplasmanı yolculuğu da çok sıkıntılı geçti. 3 saat rötar yapan uçak, arızalanan otobüs sebebiyle üç saat rötar yapan otobüs yolculuğu gibi ilginç şeyler yaşandı. Oyuncular tükenmiş haldeydi ancak o maçı çok kötü oynadık. Bahanesi olmayacak kadar kötüydük. Cuic’in sakatlığı da o maçtan sonra büyük kayıp oldu. Artık önümüzde Sepsi maçı var. Kazanmaktan başka bir seçeneğimiz yok evimizde. Taraftarlarımızı o maça bekliyoruz.”
“EKİBİMİZLE AYAKTA KALDIK”
“Bu yaşadığımız sıkıntılı dönemde takımın ayakta durmasını sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum. Ulaştırma sorumlumuzdan malzeme sorumlumuza hepsinin emeği var. Bu bir ekip işi ve bu dönemde bu ekip hep birlikte kaldı. Sayın Erol Özmandıracı’ya da teşekkür ediyorum bu dönemde hiç yalnız bırakmadı. Her deplasmanda sürekli olarak bizi takip etti, motivasyonumuzu yukarıda tutmamızı sağladı.”