Yönetim Kurulu Toplantısı gündemi hakkında bilgiler veren Remzi Sanver, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu olarak dönemimizin üçüncü toplantısını Galatasaray Üniversitesi’nde gerçekleştirdik. Toplantının değerlendirmesini yapmadan evvel toplantı mekânı seçimimizin güçlü sembolik anlamına değinmek isterim. 1992 senesinde kurulan Galatasaray Üniversitesi, kuruluşuna müteakip kendisine bağlanan Galatasaray Lisesi, ortaokulu ve ilkokulu ile Türkiye’nin en kapsamlı eğitim zinciridir. Bir üniversite için genç sayılacak 29 yaşına rağmen dünya akademisinde saygı gören bir kurum olmayı başarmış; bünyesindeki Galatasaray Lisesi’nin köklerinin 550 yıl öncesine uzanmasıyla da yeryüzünde emsali zor bulunur bir eğitim geleneğini temsil eder hale gelmiştir. Galatasaray Lisesi’nden doğan, dolayısıyla Galatasaray eğitim geleneğinin evladı olan kulübümüzün Galatasaray Üniversitesi ile yakın iş birliği içinde olmayı dilememesi tasavvur edilemez. Biri sporda, diğeri akademide dünyaca saygınlık kazanmış iki kurumun iş birliğinin bilimde, eğitimde, topluma hizmette üretebileceği fayda tarifsizdir. İşte bu heyecanımızı ortaya koymak için Galatasaray Üniversitesi’nde toplanmak istedik. Heyecanımız karşılık buldu. Galatasaray Üniversitesi’nin saygıdeğer rektörü, değerli bilim insanı sevgili meslektaşım Prof. Dr. Ertuğrul Karsak, sadece ev sahipliğini kabul etmekle kalmayıp toplantımıza katılma davetimize de icabet ederek bize şeref verdiler. Prof. Dr. Ertuğrul Karsak hocamıza şükranlarımızı sunuyoruz. Bugünkü toplantının Galatasaray Spor Kulübü ile Galatasaray Üniversitesi arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olabileceğinin heyecanını taşıyoruz. Aslında Galatasaray’ın bütün kurumlarının bir ve bütün olmasını göstermesi açısından da çok değerli buluyoruz.”
GENEL KURULLARIMIZI AĞUSTOS AYI İÇERİSİNDE GERÇEKLEŞTİRMEYİ UMUYORUZ
Pandemi nedeniyle yapılamayan Genel Kurulların ağustos ayı içerisinde gerçekleştirileceğini belirten Remzi Sanver, “Bugünkü toplantımızın gündem maddelerinden bir tanesi, salgın sebebiyle gerçekleştiremediğimiz 2019, 2020 Mali Genel Kurulları ile 2021 bütçesinin onaylanmasıydı. Yönetim Kurulu olarak bunları bir an evvel yapabilmeyi diliyoruz. Tabii böyle bir Genel Kurul birikmesi ilk defa gerçekleştiği için uygulamada bazı belirsizlikler var. Mesela ikisini bir arada yapmak mümkün mü? Hazirunları nasıl tespit edilecek ve ayrı ayrı uygulanacak? Veyahut idari ve mali ibraların bir arada-ayrı yapılması… Tüm bu belirsizlikleri bir hukuki sorun yaratmaması açısından Valiliğe resmen sorduk. Gelecek cevap çerçevesinde derhal gereken adımları atıp yapamamış olduğumuz Genel Kurullarımızı, ağustos ayı içerisinde gerçekleştirmiş olacağız.” ifadelerini kullandı.
GALATASARAYIMIZIN GELECEĞİNİ İPOTEK ALTINA ALMAYA HAKKIMIZ YOK
Yönetim Kurulu’nun ele aldığı iki önemli konu hakkında açıklamalar yapan Remzi Sanver, şunları söyledi:
YÖNETİMİMİZDE SÜKUNET VE AĞIRBAŞLILIK LAZIMDIR
Açıklamalarında Galatasaray taraftarına da seslenen Remzi Sanver, “Kıymetli taraftarlarımıza hitap etmek istiyorum: Galatasaray Spor Kulübü, bugün sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güçlü sivil toplum örgütleri arasındaysa bunun ana kaynaklarından bir tanesinin yeryüzüne yayılmış milyonlarca taraftarımızın olduğunun elbette bilincindeyiz. Dolayısıyla taraftarlarımızın heyecanını çok kıymetli buluyor, bu heyecanın her türlü kanaldan ba-husus sosyal medyadan yansımasını dinlemeye ve anlamaya çalışıyoruz. Örneğim kişisel olacak. Başkanım ve Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımızdan özür diliyorum. Mesela mesleğimle ilgili bir tweet atıyorum, bir bilim tarihi kongresi duyuyorum. Altına yüzlerce transfer yorumu yazılıyor. Bundan hiç şikâyetim yok. Bunu çok mutluluk verici ve sevimli buluyorum. Hatta bu yorumların bazıları bana karşı çok da sevecen olmayan ifadeler de içeriyor, bunu da şefkatle ve anlayışla karşılıyorum ama bütün bunlar neticede kişisel konular. Kurumsal olarak baktığımız zaman Galatasaray gibi tarihiyle, birikimiyle, mali gücüyle, temas ettiği kitlelerle ve dünyadaki marka değeriyle muazzam bir yapıyı günlük heyecanlarla değil, uzun vadeli bir bakışla yönetme sorumluluğunu taşıyoruz. Yani elbette ki futbolda bu sene şampiyon olmak istiyoruz, inşallah olacağız da… Ama bundan daha önemli meselemiz çocuklarımıza nasıl bir Galatasaray miras bırakacağımızdır. Galatasaraylı olmakla duyduğumuz gurur bizden sonraki kuşaklara da taşınmasıdır. Bunun için tribündeki heyecanımız şarttır ama yönetimimizde sükûnet ve ağırbaşlılık lazımdır. Bu hususu sadece kararlarımıza değil, üslubumuza da yansıtmak zorundayız. Tribünlerde sesimizi yükseltmek belki bize kendimizi iyi hissettirir ama yönetim dilimiz asrı aşkın birikimimize uygun bir zarafeti ve bu birikime duyduğumuz güvene yakışır bir asudeliği yansıtmak zorundadır. Kaldı ki değerli taraftarlarımız, hepimiz hayattaki kişisel tecrübelerimizden de ders çıkartmışızdır. Sesimizi ne kadar çok yükseltirsek hakkımızı o kadar iyi arıyor olmayız. Tersine iyi seçilmiş kelimeler, daima yükseltilen seslerden çok daha etkilidir. Sözün önemini ve değerini bizim kültürümüz zaten bilir. 8 asır evvel bir Yunus Emre geçmiş bu topraklardan… ‘Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağılı aşı yağ ile bal ede bir söz.’ Bu vesile ile bugün Yönetim Kurulu’nda bu detayda konuşmadık ama umarım yetkimi aşan bir ifade kullanmıyorumdur; Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımın da görüşlerini biliyorum.” dedi.
GALATASARAY’IN DEĞERLERİ İLE BÜTÜN TÜRKİYE’NİN GÖNLÜNE DOKUNABİLİYORUZ
Geçen hafta Yönetim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamalara gelen tepkilere de açıklık getiren Remzi Sanver, sözlerini şöyle noktaladı:
“Bir hususun altını çizmek istiyorum: Kimsenin üslubuna karışmak elbette ki hakkımız değil ama Türkiye’deki spor kulüplerinin birbirleriyle ilişkilerinin dilinde bazen gözlemlenen sertlikten duyduğumuz üzüntüyü ifade etmek, ne yazık ki biz de bundan her zaman muaf olmadık. Her halükârda çok önemsediğimiz üslup özenini rakiplerimizle ilişkilerimizde de göstereceğimizi teyit etmek isterim. Biz Türkiye’de spor kulüpleri olarak rakibiz ama hasım değiliz. Hepimiz aynı gemideyiz. Geminin zarar görmesi hepimize zarar verir. Son olarak belki de en önemlisi; spor kulüpleri olarak duruşumuzla, sözümüzle Türkiye’nin her kesiminden insanına spor müsabakalarını aşan bir ilham verebiliyoruz. Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu olarak bu ilhamın bir dostluk, barış ve sevgi kültürü geliştirecek yönde olması sorumluluğunun vicdanımızın ve ruhumuzun en derininde hissediyoruz. Geçtiğimiz haftaki Yönetim Kurulu toplantısı sonrasında yaptığımız açıklamaya gelen tepkilerle bir kere daha fark ettik ki Galatasaray’ın değerleri ile sadece Galatasaraylıların değil; bütün Türkiye’nin gönlüne dokunabiliyoruz. Konuşmamda Yunus’a atıf yaptım. Yunus ile tamamlayalım: ‘Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için. Hakk’ın evi gönüllerdir. Gönüller yapmaya geldim.’ Spor kulübü yöneticiliğinin sakin denizde gemi yönetmek olmadığını biliyoruz. Elbette iyi günlerimiz olacak. Kötü günlerimiz olacak. Maç kazanacağız sevineceğiz, kaybedeceğiz üzüleceğiz. Hata yapacağız canımız sıkılacak. Haksızlığa uğrayacağız, isyan edeceğiz. Bunların hepsi olacak. Bunların hepsinin gereğini yapacağız ama Galatasaray değerlerinin gerektirdiği çizgiyi korumaya devam edeceğiz. Arz ediyorum. Bütün sevgili Galatasaraylıları ve Türkiye’nin kıymetli kamuoyunu Yönetim Kurulumuz adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.’’