Şike pratik olarak gerçekleşmese de taraflar birbirlerini şike ile suçlarlar; sırf rakibin şampiyonluğuna çamur atmak için. Ve bu iddialar yıllarca tekrarlanır. Ve bu nedenle gerçek şikeler bile sonuçta rakibin kötü niyetli komple teorisi olarak akıllarda kalabilir.
2011 yılında da Türkiye çok takımın karıştığı şike zinciri ile çalkalandı. Takım yöneticilerinin, futbolcu menajerlerinin hatta futbolcuların ses kayıtları, tapeler olarak sosyal medyada yayınlandı. Her şey çok açıktı ancak yargı söz konusu olunca 200-300 yıl gibi cezalandırmalar ortaya çıktı. Sonrasında bu cezalar hafifletildi, devamında şike suçluları aklandı ve olay polise hakim olan terör örgütünün üstüne yıkıldı. Ve Dünya Futbol Tarihi’nin en büyük şike operasyonlarının üstü örtüldü. Oysa çok yakın tarihlerde İtalya’da şikeden Dünya Futbolu’nun en büyük kulüplerinden biri olan Juventus, Türkiye’deki şike girişimlerinin çok daha azına rağmen küme düşürülmüştü.
Bu sezon İstanbul’da bir maç; Beşiktaş-Hatay... Maç öncesi bir gerginlik var. Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın bir önceki maç sonrası yaptığı açıklamada; Maçı 1 gün sonra oynama isteklerini Hatayspor cephesinin kabul etmemesinden şikayetçi. “Sizin ne iddianız var, neden 1 gün sonra oynamamızı kabul etmiyorsunuz” diyor. Ekliyor “Sizinle sahada görüşeceğiz”. Maç öncesi ortam ise şöyle; Beşiktaş üst üste maç oynamaktan yorgun, takım düşüş içinde ve en önemli gol silahı Aboubakar sakat olduğu için oynamayacak. Maç öncesi atmosferde ülkedeki tüm futbol otoriteleri Beşiktaş’ın kazanmasının zor olduğu fikrinde. Beşiktaş-Hatay maçı başlıyor ve yorgun, eksik Beşiktaş sadece ilk yarıda Hatay’a 5 gol atıyor. Beşiktaş’ın önemli gol silahları yok ya; Hatay savunma oyuncusu Akintola yanında hiç bir rakip oyuncu yok iken kornerden gelen topu şahane bir kafa vuruşu ile kendi kalesine atıyor. Henüz 2. dakikada kendi kalesine atılan bu golle Hatay savunması çözülüyor ve sadece ilk yarıda 5 gol birden yiyor. Herkes şaşkın, yorgun Beşiktaş zor geçmesi geçen maçı ilk yarı 5 golle bitiriyor. Beşiktaş’ın futboluna övgüler dizilirken, sonrasında maçı dikkatle izleyenler sahada çok tuhaf şeyler olduğunu fark ediyor. Hatayspor’un Kamerun asıllısı Fransız pasaportu da taşıyan Jean-Claude Billong savunmada akıl almaz hareketler yapıyor. Adeta toptan kaçıyor, rakiplerinin önünü açıyor, Beşiktaş forvetlerinin işini kolaylaştırıyor. Ve teknik heyet Billong’un bu hareketlerine tahammül edemeyip, devre sonunda oyundan alıyor.
Billong’un ve bir kaç arkadaşının yardımı ile eksik Beşiktaş Hatay’a tam 7 gol attı 3 topu da direkden döndü. Sezon sonu ise şampiyonu sadece 2 gol averajı belirlediğinde ise Hatay ve Billong’un Beşiktaş için önemi ortaya çıktı. İki Kamerunlu’nun maç öncesi kaç defa telefonla görüştüğü ve ne konuştukları kolaylıkla ortaya çıkarılabilir. Ancak kaybeden Galatasaray olduğu için çoğunluk olayın üstünü örtmekten yana. Varlığı tartışılır Galatasaray Yönetimi ise seçim telaşından bu işi unutmuş görünüyor. Sonuçta tarihe bir şike daha yazıldı.
KADİR ÇETİNÇALI