100’ÜMÜZ GÜLDÜ!

Kuruluş amacı, “Türk olmayan takımları yenmek” olan Galatasaray’da, Avrupa
Kupaları büyük önem taşır. İmparator Fatih Terim için de böyledir. Neftçi Bakü maçını
taraftarlar olarak ciddiye aldığımız gibi, Galatasaray takımının da ciddiye alması
beklenirdi. Tromsö ve Östersunds facialarını unutmamak gerek. Rakip
küçümsenmemeliydi. Oynadığınız her maçta, hele Avrupa Kupaları’nda rakibinizi
küçümsediğiniz takdirde, mağlup olursunuz ya da elenirsiniz.
Galatasaray, bu bilinçle Neftçü Bakü karşısındaydı. İlk yarım saatte çok iyiydik.
Ardından, kardeş takım, birkaç tane tehlikeli atak gerçekleştirdi. Sonuç alamadı. İlk
önemli pozisyonumuzda Diagne’nin kafası direkten döndü. Diğer pozisyonumuzda
Linnes’in ortasında Diagne bu kez affetmedi. 1-0 öne geçtik. 1-0 garanti skor değildi.
Bir an evvel, 2. veya 3. golü bulup rahatlamalıydık. İkinci yarı başlar başlamaz Neftçi
Bakü, köşe vuruşundan beraberliği yakaladı. Bu golden sonra maç endişe verici bir
hâl alabilirdi. Ancak, yediğimiz gole biz de kornerden Luyindama’nın golüyle hemen
yanıt verdik. 3. golü bulduk. Rahatladık. Dikkatimi çeken en önemli detay,
Galatasaray’ın maçtaki mücadele seviyesiydi. Rakibin en önemli özelliği de mücadele
eden bir takım olmasıydı. Neftçi Bakü’nün mücadeleci oyununa, aynı seviyede
mücadele ederek karşılık verdik. 3-1’lik galibiyette kilit nokta buydu. Kalite farkı da
turu getirdi.
Avrupa Kupaları’nda 100. galibiyetimizi nihayet aldık. Bunu başaran ilk ve tek Türk
takımı olduk. Yüzümüz güldü. İşte bu… Avrupa’da son deplasman galibiyetimizi, 7,5
yıl önce İmparator yönetiminde almıştık. Bu şanssızlığa yine İmparator önderliğinde
son verdik. Lige ve Avrupa’ya iyi başlangıç yaptık. Buna rağmen, 1 veya 2 tane
savunma ve hücumda tempolu, baskılı, teknik ve hızlı oynayabilen (Melo tipinde) orta
saha transferi olursa iyi olur.
Galibiyetlerin devamı dileğiyle…
Ahmet Ozan Gürsoy

banner48